DİYARBAKIRIN YİĞİTİ AŞIK İHSANİ

 

Diyarbakırın Yiğitdi Aşık İhsani'ye

ÂŞIK İHSANİ’ YE

Sevgili dostum Ali Turalı ile sohbet ederken Âşık İhsani’ den söz etti. Ben de dostuma İhsani’yi çok önemsediğimi ve onun birçok türkülerini bildiğimi söyledim. Dostum’ da kendisinin İhsaniyle yakın dost olduğunu anlatı. Bu konuda sohbetimiz arttı.
Bunun üzerine Internet üzerinden İhsaniyle ilgili araştırma yaptım.
Gençliğimde yüzeysel olarak dinlediğim birçok eserlerine yeniden ulaştım ve bu kez bu eserleri derinlemesine dinlemeye başladım.
İhsani, yaşam boyu acılar çekmiş, yoksulluk içinde büyümüş ve bu acılarını dizelerine yansıtmış ender Halk Ozanlarımızdan birisidir. Kendisi de halk gibi ve halkın içinde yaşayan bir ozan olduğundan O gerçek ve devrimci bir ozanıydı yani halkın ozanıydı.
İhsani daha hayattayken aramızda geçen bu konuşmanın etkisiyle; Ali Hoca'ma dedim ki İhsani’ nin telefonunu bana vere bilirmisin? O büyük halk ozanının sesini duymak istiyorum. Ali Dostum ozanımızın telefonunu verdi. Ben de yaklaşık bir hafta sonra İhsani’yi aradım.
Telefonu Âşık İhsani açtı. Ozana kendimi tanıtım. Çok memnun olduğunu belirtti.
Kısa bir süre de olsa biraz sohbet ettik. Ozanın sesini duymak beni çok mutlu etti.
Sevgili ozanımız bu dünyaya veda ettikten sonra, yaşamını teker teker gözden geçirdim. Yaşadığı zorlukları, o zorluğa karşı verdiği mücadeleyi, bu mücadelede ürettiği o isyancı ve taviz vermeyen dik duruşun simgesi olan türkülerini ve yaptığı müzikleri… sırasıyla bilincimde canlandırdım.
Ozanın yaşamı bir film şeridi içinde imgemde dolaştı durdu.
Aşık İhsani sazından-sözünden asla ödün vermeyen bir halk ozanıydı.
O ilerleyen yaşında da hep üretti. Halkına ve dünyaya karşı olan sorumluluğunu yerine getirdi.
Aşık İhsani asla köşesine çekilip oturmadı.
Devrimciydi.
Sosyalistti.
Hümanistti.
Eşitlikçi ve paylaşımcıydı.
Zalimlere karşıydı.
Ve o her zaman halkın ozanıydı.
Diyarbakır'ımızın surlarla çevrili ortamında, ezilen ve yoksul olan halkın sözcüsü oldu.
Diyarbakır’ın gülü Diyarbakır’ın özgürlükçü sesi ve devrimci öncülerinden en tanınmışı ve en önemlilerinden birsiydi.
Onun sazının sesi her zaman alanlarda çakılan çakmak gibi yanıyordu.
Saza vurdukça tezeneyi, o isyan tezenede belirginleşirdi. Seslerinden meydanlar, dağlar dalgalanırdı.
İhsani sahnede olunca ve yakın dostluğuna şahit olanların anlattıklarını dinleyince kim gurur duymazdı ki böylesi bir ozandan. O yabancı dil söylemiyordu, yabancılaştırmıyordu özünü. Benim senin, onun…
kısacası halkının anlayacağı dilden haykırıyor öz be öz lisansımızla söylüyordu o muhteşem türkülerini.
Hele “Kızıldere” ye söylediği eseri ve “Üç Kişi Bir Tabutayız” yada “Yıkasım Gelir “eserlerini söyleyince diken diken olur bedenler. İhsani, eğitim ve hiçbir destek almadan kendini yetiştiren ender ozanlardandır. Bu duruma hayranlık duymamak mümkün mü?
Bu değerli ozanımızı ulaşabildiğim kadarıyla eserlerini toplayıp bir paylaşım sitesinde sevenleriyle buluşturdum.
Ozanın ölümünden bir gün sonra sanki bana ayan olmuş gibi, Ali Dostu arayarak İhsani’yi sordum. O da merakla bana “ne oldu, bir sorun mu? Var” diye bana sordu. Ben de öylesine aradığımı söyledim. Benim aramam üzerine Ali Dost’ta İhsani’yi aramış.
Oysa ben telefon ettiğim tarihten bir gün önce İhsani Baba aramızdan ayrılmış. Ölüm kalleşliğini yine göstermiş ve bir ulu çınarı daha elimizden almıştı.
Oysa benim hayalimde Avrupa’dan İstanbul’a gidip oradan da Ali Dostla birlikte Aşık İhsani’yi ziyaret etme düşüncesi vardı. Ama bu hayalimizi gerçekleştiremeden İhsani Baba bu dünyadan göçtü.
İhsani eserleriyle ölümsüzleşmiştir. Işıklar içinde yatsın.
Yazımı Âşık İhsani’ ye yazdığım iki şiirle bitirmek istiyorum…

Yusuf Ter 13.04.2010
Saat 23:38 İsviçre

21.04.2009 Aşık İhsanin Ölüm Tarihi…


DİYARBAKIR'IN YİĞİDİ

Başı dik eğilmez devdi
Halk ozanı İhsaniydi
Emperyalizme direndi
Diyarbakır’ın yiğidi

Kibirlikten arınmıştı
Eşitliğe hep varmıştı
Paylaşımı öz kılmıştı
Diyarbakır’ın yiğidi

Marşlar düşmezdi dilinde
Devrimin akan selinde
Sazı silahtı elinde
Diyarbakır’ın yiğidi

Yusuf gönüllü barışa
Devrim yolunda yarışa
Kurbanım yiğit duruşa
Diyarbakır’ın yiğidi


Yusuf Ter 26.07.2008
Saat 21:26 İsviçre


Sihirli Sazını çalar İHSANİ

Diyarbakır’ın suru yıkılır mı?
Türkü dinlemekten hiç bıkılır mı?
Be cahil insanlar hiç yakılır mı?
Sihirli sazını çaldı İhsani

Şu meydanlar onun sesiyle inler
Genç ile yaşlısı hep onu dinler
Onun sözleriyle insan sakinler
Sihirli sözleri kaldı İhsani

Ozanlara örnek oldu İhsani
Senden sonrakiler nerdeler hani
Ozanlara kıyan hey katil cani
Sihirli tavrını saldı İhsani

Emekçi Yusuf’um der yaşatacak
Ürettikleriyle onu anacak
Haksızlardan her an hakkın alacak
Sihirli sözleri daldı İhsani


Yusuf Ter 02.05.2008
Saat 23:31 İsviçre

Bu şiirin hikayesi:

Diyarbakırlı halk ozanı 79 yaşındaki İhsan Sırlıoğlu, geçen Cuma günü evinde özel bir prodüksiyon şirketi tarafından yapılan belgesel çekimleri sırasında aniden fenalaştı. Şirket görevlileri ve eşi tarafından Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Beyin Cerrahi Servisi’ne yatırılan Aşık İhsani'nin, aşırı heyecan nedeniyle tansiyonunun yükselmesi sonucu beyin kanaması geçirdiği belirlendi. Yoğun bakım ünitesinde tedavi altına alınan Aşık İhsani, bugün sabah saatlerinde yaşamını yitirdi. Aşık İhsani bugün yakınları ve sevenleri tarafından Diyarbakır’ın Şehitlik semtindeki mezarlıkta toprağa verildi. AŞIK İHSANİ KİMDİR? 68 kuşağının ‘Militan ruhlu halk ozanı’ olarak adından söz ettiren Aşık İhsani, Türkiye Komünist Partisi ve Türkiye İşçi Partisi’nin 1970’li yıllardaki tüm etkinliklerine katılarak sazıyla ve sözüyle kalabalık halk kitlelerini coşturdu. 12 Eylül 1980 tarihindeki askeri harekatın ardından yurtdışına giden ve uzun yıllar Fransa’da yaşayan Aşık İhsani, 1995 yılında memleketi Diyarbakır’a döndü. Diyarbakır’daki yerel TV kanallarında da zaman zaman sazıyla ve bestelediği türküleriyle programlara çıkan Aşık İhsani, 1930 yılında Diyarbakır’da doğdu. Küçük yaşlarda beste ve söz yazarlığına başlayan Aşık İhsani kısa sürede aldığı bağlama eğitimiyle bir anda aşıklık unvanını alarak sol çevrelerin gönlünde taht kurdu. Aşıklığın yanı sıra Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde değişik işlerde de çalışan İhsan Sırlıoğlu, 1957 yılında Uşak Şeker Fabrikasında çalıştığı dönemde burada tanıştığı ve sonradan ‘Güllüşah’ adını verdiği eşi Sevim hanımla tanışıp evlendi. Anadolu’nun çeşitli yörelerini dolaşan ve ilk kez 1958 yılında radyoda türkü söylemeye başlayan Aşık İhsani, 1963 yılına kadar geleneksel halk türlülerini okumayı tercih etti. Sonraki yıllarda siyasi ve politik içerikli türküleri okumaya ağırlık verdi. HAPİS YATTI 1970’li yıllarda tutuklanıp bir süre cezaevinde kaldıktan sonra Türkiye ve yurtdışında sayısız konser verdi. Fransa Cumhurbaşkanı ile İngiltere Kraliçesi başta olmak üzere dünya liderleri tarafından devlet konuğu olarak ağırlandı. Değişik halk hikayelerini derleyen Aşık İhsani’nin, Kerem ile Aslı, Aşık İhsani ve Güllüşah gibi birçok türkülü hikayesi bulunmaktadır. Şiirlerini 2 cilt olarak Ağalı Dünya, Yazacağım, Bakalım Hele, Bak Tarlanın Taşına Vur Ağanın Başına adlı kitaplarda topladı. Dünden Bugüne Aşık İhsani, Düş Değil Bu, ve tüm şiirlerini topladığı Bıçak Kemikte adlı kitapları yayımlandı. Ayrıca Ozan Dolu Anadolu adlı antoloji ile gezi izlenimlerinden oluşan Beyaz Köle adında kitapları da bulunmaktadır.

Diyarbakırın Yiğitdi Aşık İhsani'ye